Teftiş Memuru Ne Demek? Etik, Epistemoloji ve Ontoloji Perspektifinden Bir İnceleme Felsefe, her zaman “ne” ve “neden” sorularıyla bir şeyin özünü ve anlamını sorgulamakla ilgilenmiştir. Bugün, belki de gündelik yaşamın en rutin figürlerinden biri olan teftiş memuru kavramını derinlemesine incelemeyi teklif ediyorum. Bir teftiş memuru, genellikle bir kurumda belirli kuralların, düzenlemelerin ve standartların yerine getirilip getirilmediğini denetleyen kişidir. Ancak, bu tanımın ötesinde, teftiş memurunun rolünü daha geniş bir felsefi perspektiften ele almak, hem bireysel hem toplumsal anlamda önemli açılımlar sağlar. Etik Perspektiften Teftiş Memuru Etik, doğru ve yanlış, iyi ve kötü gibi kavramların sorgulandığı bir disiplindir. Bu bağlamda, teftiş memurunun…
12 YorumKategori: Makaleler
Kuran-ı Kerim’de Kader: Bir Edebiyatçının Bakışıyla Edebiyat, kelimelerin gücünü keşfetme ve anlatıların insan ruhundaki dönüştürücü etkisini anlama sanatıdır. Her bir kelime, bir düşüncenin, bir duygunun, bir hikayenin taşıyıcısıdır. Hikayeler, yalnızca kelimelerin birleşiminden oluşmaz; insan ruhunun en derin köklerine dokunarak, zamanla şekillenen bir anlam yaratır. Edebiyatçılar olarak, metinlerin ardındaki derin anlamları çözümlemek, insana dair evrensel soruları sormak bizim işimizdir. Kader, bir kelime olarak bile, insanı derin bir anlam arayışına iten bir tema taşır. Peki, Kuran-ı Kerim’de kader meselesi nasıl ele alınır? Bu tema, bir edebiyatçının bakış açısıyla nasıl çözülür? Kader, hem bir yazının, hem de bir yaşamın yön verici bir motifidir.…
12 YorumKale Türk Markası mı? Antropolojik Bir Perspektiften Bakış Bir Antropoloğun Davetkâr Girişi: Kültürlerin İzinde Kültürler, her birimizin kimliğini, dünya görüşünü ve toplumsal yapıları şekillendiren unsurlardır. Her bir marka, aslında bir kültürel ifade biçimidir; bizlere sadece ürün ya da hizmet sunmakla kalmaz, aynı zamanda o kültürün değerlerini, ritüellerini ve sembollerini de taşır. Antropolog olarak, kültürlerin çeşitliliğini ve markaların bu kültürel dokularla nasıl şekillendiğini incelemek beni her zaman büyülemiştir. Bugün, Kale markasını ele alarak, bu markanın Türk kültüründeki yeri ve kimlik arayışını daha derinlemesine tartışacağız. Kale, bir marka olmanın ötesinde, kültürler arası bir köprü görevi görebilir mi? Birçok farklı iz bırakmış bu…
Yorum BırakDinen Aciz Ne Demek? Kökleri, Günümüz Yansımaları ve Geleceğe Bakış Merhaba dostlar — bir kahve etrafında oturmuşuz gibi samimi bir sohbet açıyorum: “dinen aciz” ifadesini birlikte açalım, kökenine bakalım, bugüne nasıl yansıdığını tartışalım ve yarını nasıl etkileyebileceğini düşünelim. Konu derin; hem teorik hem pratik yanları var. Gelin hem akılla hem kalple yaklaşalım. Kökeni ve Temel Anlamı Sözcük olarak “aciz”, “gücü yetmemek, çaresiz kalmak” anlamındadır; “dinen aciz” ise dinî açıdan bir yükümlülüğü yerine getirmede güçsüz veya yetersiz olmak demektir. Bu, fiziksel bir engel, kronik hastalık, yaşlılık, zihinsel durum veya başka bir meşru mazeretten kaynaklanabilir. Geleneksel İslam hukukunda “mazur” sayılan kişiler için…
8 YorumIşığa Karşı Hassasiyet: Felsefi Bir Bakış Açısı Işığa karşı hassasiyet, günlük yaşamda çoğu zaman göz ardı edilen ancak derin felsefi ve ontolojik anlamlar taşıyan bir durumdur. Bireylerin ışığa karşı duyduğu aşırı hassasiyet, sadece biyolojik bir tepki değil, aynı zamanda insan varoluşunun, bilginin ve etik sorumlulukların derinliklerinde yatan daha karmaşık bir olgudur. Filozofların gözünden bakıldığında, bu durum sadece fiziksel bir rahatsızlıkla sınırlı kalmaz; bireylerin dünyayı nasıl algıladıkları, gerçekliği nasıl deneyimledikleri ve ışığın varoluşsal anlamı üzerine önemli soruları gündeme getirir. Işığa Karşı Hassasiyet ve Ontolojik Perspektif Ontoloji, varlık ve varoluşun doğasıyla ilgilenen bir felsefe dalıdır. Işığa karşı hassasiyet, bir anlamda varlığın sınırlarıyla…
Yorum Bırakİnme İçin Hangi Bölüme Gidilir? Tarihsel Bir Bakışla Sağlık Sistemindeki Evrim Geçmişten Bugüne: Sağlıkta Zamanın Değişen Rolü Bir tarihçi olarak, sağlık sisteminin evrimini anlamak, yalnızca tıbbi gelişmeleri incelemekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal dönüşümleri, insanların sağlık sorunlarına yaklaşımını ve hastalıkların tedaviye dair algılarındaki değişimleri de gözler önüne serer. Bugün “İnme için hangi bölüme gidilir?” sorusunu sorarken, aslında bu sorunun, tıbbın ilerlemesiyle birlikte dönüşen bir kavramı yansıttığını anlamamız gerekir. Eskiden bir inme vakasının ne kadar zor teşhis edildiğini ve ne kadar geç müdahale edildiğini düşünürken, günümüzdeki hızlı yanıt sistemlerinin çok önemli bir yere sahip olduğunu görüyoruz. Sağlık sistemindeki bu gelişmeler, yalnızca bireysel…
4 Yorumİnfaz Hakimliği Ne İş Yapar? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Kelimelerin Gücü ve Anlatıların Dönüştürücü Etkisi Bir edebiyatçı olarak, kelimelerin büyüsüne her zaman inanmışımdır. Her kelime, bir hikayenin kapısını aralar, bir dünyayı şekillendirir. Yazılı anlatılar, zaman zaman bir toplumun vicdanını, zaman zaman da bireylerin içsel çatışmalarını yansıtır. Edebiyat, çok defa yaşamın en derin ve en karanlık köşelerine ışık tutan bir aynadır. Fakat bazen, kelimelerin ardında yer alan gerçeklik, sıradan hayatın ötesine geçer ve toplumsal düzenin en keskin hatlarına dokunur. İnfaz hakimliği, tam da bu noktada devreye girer. Bu kavram, sadece hukukun soğuk diliyle tanımlanabilen bir görev olmaktan çıkar, aynı zamanda bir…
8 YorumKastamonum Nasıl Yazılır? Bir Kente Duyguyla Bağlanmanın Dilbilgisi Bir kelime, bir kente duyduğun sevgiyi taşıyabilir mi? Evet. “Kastamonum” dediğinde sesinin tınısı bile değişir; çocukluğunun kokusu, çarşının kalabalığı, ıhlamur ağaçlarının gölgesi gelir. Ama işte tam burada dil, kalbin önüne kibarca geçer ve sorar: “Peki doğru yazım hangisi?” Bu yazı, o soruya yalnızca teknik bir yanıt vermiyor; kökenlerden bugüne ve yarına, bir kentin adına nasıl özenle dokunabileceğimizi de konuşuyor. Standart yazımda doğru biçim Kastamonu’m ’dur (kesme işaretiyle). “Kastamonum” bitişik yazımı, günlük/marka tercihi olarak görülebilir; ancak yazım kurallarında önerilen biçim “Kastamonu’m” şeklindedir. Kökenler: İyelik, Kesme ve Bir Kente “Benim” Demek “Kastamonu” özel addır;…
6 YorumKasarlık Yapmak Ne Demek? Geleceğin Sosyal Zekâ Haritasında Yeni Bir Kavram Toplum değişiyor, ilişkiler evriliyor ve kelimeler de bu dönüşüme ayak uyduruyor. Bugün belki gündelik sohbetlerde esprili ya da hafif alaycı bir şekilde kullandığımız “kasarlık yapmak” ifadesi, gelecekte çok daha derin anlamlar taşıyabilir. Bu yazıda, sadece bugünü değil yarını da düşünerek bu kavramın olası toplumsal, psikolojik ve kültürel yansımalarına birlikte bakacağız. Hazırsanız, biraz beyin fırtınası yapalım ve “kasarlık” kelimesinin gelecekteki rolünü birlikte kurgulayalım. — Kasarlık: Yüzeyin Altındaki Anlam Katmanları “Kasarlık yapmak” bugün çoğunlukla flörtöz bir yaklaşım, aşırı ilgi gösterme ya da bazen manipülatif bir çekicilik kurma çabası anlamında kullanılır. Ancak…
8 Yorum“Karıncık nedir?” sorusu tek cümlelik bir sözlük tanımına sığdırılamaz: Karıncık, hem kalpte kanı ileri fırlatan kas odacığına (ventrikül) hem de beyinde beyin-omurilik sıvısının dolaştığı boşluklara verilen addır. Ama asıl mesele, bu iki yapının nasıl yanlış anlaşıldığı ve popüler içerikte nasıl basite indirgenip hata üretildiğidir. Karıncık Nedir? Basit Tanımın Ötesine Geçelim İtirafla başlayayım: “Karıncık, kalpteki alt odacık” diye geçiştiren yazılara katlanamıyorum. Bu kadar yüzeysel anlatım, hem kalp sağlığını hem de nörolojiyi bir “infografik süsü”ne dönüştürüyor. Benim iddiam şu: Karıncık kavramını hafife aldıkça yanlış teşhisler, abartılı korkular ve gereksiz tartışmalar büyüyor. Peki neden? Kalp Karıncıkları (Ventriküller): Sadece “Pompa” mı? Kalpte iki karıncık…
16 Yorum